Asklepios  Bahtsızlığı

Asklepios  Bahtsızlığı

A+ A-

Apollon, Olymposlular arasında en yakışıklı  ve romantik tanrı sayılırdı. Tanrıçaların sonsuz güzelliği Apollon’un ilgisine yetmez. Ölümlü kadınlar her zaman onun ilgisini daha çok çekmiştir, çünkü Apollon’un odağı kusursuzluk değil, ölümlülüğe ve zamana bağlı olan kusurlardır. Apollon, Koronis adında ölümlü bir kadına aşık olur. Onun sevgisini kazanabilmek için elinden gelen her şeyi yapar, tahmin edersiniz ki Apollon için bir ölümlüyü tavlamak çokta zor değil aslında. Sonunda Koronis’in ilgisini çeker ve sevdiği kadınla aynı yatağı paylaşır.

Apollon yokluğunda Koronis’i gözetlemesi için bir kuzgun görevlendirir. Kuzgun her gün Koronis’i gözetleyip gelip Apollon’a gördüklerini anlatır. Bir gün kuzgunun gördükleri bembeyaz olan kuzgunu simsiyah yapacaktır. Koronis Apollon’dan vazgeçmiş, İskhys adında sıradan bir ölümlüyle evlenmeye karar vermiştir üstelik Koronis’in babası bu evliliğe izin vermemişken, Koronis İskhys’e kaçmıştır. Apollon kuzgunun gözlerinden bu olanları izleyince, öfkesinden ve üzüntüsünden deliye dönmüş. Bu sefer elçiye zeval olmuş, öfkesini kuzgunu lanetleyerek dindirmeye çalışmıştır. Ondan beyaz görüntüsünü alıp tüylerini siyaha çevirmiştir ve uğursuzlukla lanetlemiştir.( Günümümüzde de kuzgun görmek pek hayra alamet değildir, lanet etkisini sürdürüyor olmalı. ) . Öfkesi hala dinmeyen Apollon, intikam ister yayı ve okunu aldığı gibi ölüler diyarına gider ve Koronis ve İskhys’i delik deşik eder. Sevdiği kadını öldüren Apollon’un öfkesi artık dinmiş yerini acı ve pişmanlığa bırakmıştır. Sevgilisi bunlar olurken Apollon’un çocuğuna hamiledir. Apollon belki vicdanından belki de gerçekten sevdiğinden Koronis’in ölü bedeninden bebeğini çıkartır ve onu yani Asklepios’u bilgeler bilgesi tıp ve sağlık bilgisinde son derece önde olan Kentaur Kheiron’a emanet eder. Asklepios yarı ölümlü olduğundan mı bilinmez, öğretileri hemen kapar ve tıp alanında uzmanlaşır artık Kheiron’a ihtiyaç duymayacak hale gelince kendini ölüme yaklaşan insanları kurtarmaya adar. Kendi varoluşu da yeniden doğuşu ifade ettiği için bu alanda gelişmesi tesadüf değildir.

Tanrıça Athena Asklepios’un insanlar için ne kadar içten çalıştığını görür ve Asklepios onun yetim yeğenidir onu mutlu etmek için ve de Asklepios’a son derece güvendiği için ona ölüleri diritme yeteneği armağan eder. Bir ölümlü çocuğu olan Asklepios artık ölüm ve yaşamın efendisidir ve insanlarla tanrıcılık oynar. Bu yeteneğini asla kötüye kullanmadığı için Olymposlular huzurludur, Hades hariç. İnsanların ölmediği bir yerde Hades’e ihtiyaç duyulmaz. Hades, Zeus’u kasıtlı olarak tabiri caizse doldurur. Ona artık insanlarla tanrıların denk olduğunu kimsenin ölmediğini insanların artık onlara kafa tutacağını çünkü artık tanrıya ihtiyaç duymadıklarını söyleyerek Zeus’u kinlendirecek cümleler kurar. Zeus tanrı evreninin ve insan evreninin tekrar eşitlenmesi adına Asklepios’un üzerine şimşekler yağdırır. Zeus, bu konu için Asklepios ile konuşmaz, onu bir kere bile uyarmamıştır. Onu sadece öldürmüştür. Asklepios’un ölümü de doğuşu gibi trajik olmuştur.

Zeus yaptığının yanlış olduğunu anladığından mıdır, yoksa Apollon’un öfkesinden korktuğundan mıdır.? Bilinmez, Asklepios’u bir yıldız kümesine çevirerek onu da ölümsüzleştirmeyi başarmıştır. Yıldız kümesinin adı Ophiukhos’tur ( Serpentaire) bu ismin başlıca anlamı “yılan (serpent) taşıyan” demektir. Asklepios her zaman bir yılanla tasvirlenir. Asasının (Caduceus) etrafını yılan dolanmış bir şekilde betimlenir. Bugün tıbbın sembolüde yılanlı asadır. Yılan, eski hasarlı ve zamanın izi değmiş derisini değiştirerek yeni hasarsız bir deriye sahip olur, bu olay yeniden doğuş ile bağdaştırılmıştır.

(Epidarus Arkeoloji müzesi, Yılan Asalı Asklepios Heykeli)

 

05-09-2023
Eylem Özkan

Eylem Özkan

Arkeolog

Merhabalar, Ben Arkeolog Eylem Özkan,

Antik çağ insanlarının günlük yaşantısına, mitlerine, inançlarına, savaş hikayelerine ve kahramanlıklarına her zaman büyük bir ilgi duydum. Bu ilgim beni Arkeolog yaptı. Öğrendikçe ve keşfettikçe aslında çocukken gittiğim müzeleri, antik kentleri sadece seyirlik olarak gezdiğimi farkettim. Bugün seyirci olarak gezdiğim müzelerin, eserlerine baktığım da her bir detayın farklı bir şeyi temsil ettiğini biliyorum. Yazılarımda ki önceliğim bu olacak, insanların bir esere sadece bakmasını değil altında ki hikayesini de çözümlemesini istiyorum.

eylemozzkan@gmail.com

@eylemozkaan